Dünya Ruh Sağlığı Federasyonu’nun bir projesi olarak 1992 yılından bu yana her yıl 10 Ekim’de kutlanan Dünya Ruh Sağlığı Günü’nde ruh sağlığının önemine dikkat çekmek ve ruh hastalıklarının toplumda farkındalığını ve anlaşılırlığını artırmak amaçlanıyor.
Dünya Ruh Sağlığı Federasyonu tarafından bu yıl ana tema olarak “İş Yerinde Ruh Sağlığına Öncelik Verme Zamanı” olarak belirlendi. Dünya Sağlık Örgütü tarafından sağlık ‘Bedensel, ruhsal ve sosyal açıdan tam iyilik hali’ olarak tanımlanıyor. Dolayısı ile ruh sağlığı olmadan sağlıktan söz edilmesi mümkün değil.
Dünyada yeti yitimi ile giden en sık görülen 10 hastalıktan 5’ini depresyon, şizofreni, bipolar bozukluk, alkol kullanım bozuklukları ve OKB (Obsessif Kompulsif Bozukluk) denilen ruhsal hastalıklar oluşturuyor. Yine tüm dünyada yaşam boyu her dört kişiden biri mutlaka bir ruhsal hastalık yaşar. Ancak ne yazık ki bu kadar sık görülen ruhsal hastalıkların 3’te 2’si tedavisiz olup sadece 3’te 1’inde tedaviye erişilebilmektedir.
Ruhsal hastalıklar, birçok bedensel hastalığa eşlik edebilmektedir. Ruhsal hastalıkların toplumda oldukça yaygın olmasına rağmen tedaviye erişimin özellikle damgalama nedeni ile düşük olması; tedavi edilmeyen ruhsal hastalıkların yeti yitimine sebep olarak toplumsal bir sorun olarak da karşımıza çıkmasına yol açmaktadır. Tedavi edilmeyen depresyonun intihar ile sonuçlanabilmesi veya alkol madde kullanım bozukluklarının şiddet eğilimini, suç işleme oranını arttırarak, toplumsal sorunlara neden olabilmektedir. Dolayısıyla ruh sağlığının korunması varsa ruhsal hastalıkların zamanında erken tanı ile tedavisi bireysel ve toplum sağlığı için çok önemlidir.
Bu yılın temasından hareketle iş yerinde ruh sağlığı büyük bir öneme sahiptir. Çalışanlar için yaşamın büyük bölümü iş yerinde geçer. Toplumun büyük kesimi de herhangi bir iş yerinde çalışarak hayatını idame ettirir. Dolayısı ile iş yerlerinde ne kadar çalışanlar için sağlıklı, güvenli, huzurlu bir çalışma ortamı yaratırsak; çalışanların ruh sağlığı o kadar iyi olur; kendini iş yerinde huzurlu ve mutlu hisseden çalışanların işteki verimliliği artar ve üretilen işin kalitesi artar. Birey iş yerinden evine herhangi bir sorun yansıtmaz. Çalışan kişinin huzuru ve mutluluğu önce ailesine, sonra çevresine ve topluma olumlu yansır.
İş yerlerinde ruh sağlığı alanında alınması gereken birtakım önlemler bulunmaktadır. Öncelikle iş yerlerinde etkili bir iletişim dili hakim olmalı, çalışanların kendilerini özel ve değerli hissedecekleri sağlıklı, güvenli bir çalışma ortamı sağlanmasına özen gösterilmelidir. İdare ve çalışanlar arasında ekip çalışması esas alınmalı, burada da ekip ruhunun korunmasına özen gösterilmelidir. Çalışanlara karşı her zaman empatik yaklaşım sergilenmeli, çalışanlar ihtiyaç duyduklarında dinleneceklerini bilmeli, ihtiyaçlarının kayda alındığını hissetmeli, talep ve öneriler yerine getirilemeyecek olsa bile bunlar uygun bir iletişim dili kullanılarak sağlıklı iletişim kurulması önemlidir.
İş yerinde iş birliğine dayanan, ekip ruhuna dayalı, çalışanın moral ve motivasyonunu koruyan yaklaşımlarla destekleyici bir tutum sergilenmesi gerekmektedir. Kendisine değer verildiğini hisseden çalışanda iş yerine yönelik aidiyet duygusu gelişir ve işteki verimliliği artar.
Çalışanların ruh sağlığına yönelik yapılması gereken başka çalışmalar da vardır. İş yerinde çalışanlara yönelik etkili iletişim, stres yönetimi, psikolojik dayanıklılık gibi ruh sağlığının önemini vurgulayan ruh sağlığının korunması ve ruhsal hastalıklar ile ilgili farkındalık arttırıcı eğitimler, konferanslar verilebilir. Psikososyal destek birimleri oluşturulabilinir, iş yerinde çalışanların moral motivasyonunu arttırmaya yönelik ödüllendirici yaklaşımlar, sosyal etkinlikler düzenlenebilir.
Çalışanların ruh sağlığını sağlama ve korumada çalışanın ruh sağlığını besleyen ve destekleyen bir iş ortamı yaratmak, ruhsal sorunların yaşanması halinde erken müdahale, tanı ve tedavide gecikmeye mahal vermeden destek olmak çok önemlidir. Çalışanın sorun ve sıkıntılarını, istek ve önerilerini rahatlıkla dile getirilebileceği güvenli ortamların sağlanması bir gerekliliktir. İş birliği, paylaşıma açık etkili iletişim dilinin hakim olduğu iş yerleri çalışan ruh sağlığının korunmasında ve bunun kişinin ailesine ve çevresine olumu yansımaları ile toplumun ruh sağlığının korunmasında da etkili olacaktır.
İstanbul Atlas Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekan Yardımcısı
Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi
Prof. Dr. Hülya ENSARİ