Menü

Kış mevsiminde “göz kuruluğu” riskine dikkat!

7 Şubat 2025

Göz yüzeyini nemli tutan gözyaşı üretiminin yeterince olmaması ya da gözyaşının kalitesinin bozulması sonucu ortaya çıkan göz kuruluğu, gözlerde yanma, batma, kızarıklık ve yabancı cisim hissi gibi belirtilerle kendini gösteriyor.

Kış mevsiminde kuru ve soğuk hava ve özellikle kapalı alanlarda kullanılan ısıtma sistemleri, havadaki nem oranını düşürerek gözlerin kurumasına yol açabiliyor. Kapalı alanlarda nemlendirici cihazlar kullanmak, bol su tüketmek ve suni gözyaşı damlalarıyla gözleri nemlendirmek göz kuruluğunu önlemek için faydalı olabilir.

Göz kuruluğu, göz yüzeyini nemli tutan gözyaşı üretiminin yeterince olmaması ya da gözyaşının kalitesinin bozulması sonucu ortaya çıkan bir durumdur. Gözyaşının eksikliği veya kalitesindeki sorun, göz yüzeyinin kurumasına ve tahriş olmasına neden olur. Bu durum, gözlerde yanma, batma, kızarıklık ve yabancı cisim hissi gibi belirtilerle kendini gösterir.

Göz kuruluğuna yol açan pek çok neden var

Göz kuruluğunun başlıca nedenleri, uzun süre bilgisayar veya telefon ekranına bakmak, rüzgârlı veya kuru havalarda bulunmak ve yaşlanmaya bağlı olarak gözyaşı üretiminin azalması olarak sıralanabilir. Ayrıca hormonal değişiklikler, özellikle menopoz döneminde kadınlarda, göz kuruluğunu sıkça tetikleyebilir. Bunun yanında antihistaminik, antidepresan veya beta bloker gibi ilaçların kullanımı da gözyaşı üretimini olumsuz etkileyebilir.

Uzun süre kontakt lens kullanımına dikkat!

Bazı sağlık sorunları da göz kuruluğuna yol açabilir. Örneğin Sjogren Sendromu, diyabet veya romatoid artrit gibi hastalıklar gözyaşı bezlerini etkileyebilir. Uzun süre kontakt lens kullanımı veya LASIK gibi cerrahi müdahaleler de kuruluğa neden olabilir. Çevresel faktörler, beslenme eksiklikleri (özellikle omega-3 yağ asitleri) ve yetersiz su tüketimi de göz kuruluğunun yaygın sebeplerindendir.

Gözde yanma, batma ve kuruluk hissi oluşuyor

Göz kuruluğu genellikle gözde yanma, batma veya kuruluk hissiyle kendini gösteriyor. Bazı insanlar, gözlerinde yabancı bir cisim varmış gibi rahatsızlık hissedebilir. Özellikle ekran karşısında uzun süre vakit geçirdiğinizde veya rüzgârlı, kuru bir ortamda bulunduğunuzda bu belirtiler daha da belirginleşebilir. Gözlerde kızarıklık, bulanık görme ve ışığa karşı hassasiyet de sık karşılaşılan diğer belirtiler arasındadır.

Gözlerde sulanma da görülebilir

Göz kuruluğunda bazen gözlerde sulanma da görülebilmektedir. İlginç bir şekilde, göz kuruluğu olan kişilerde gözlerde sulanma da görülebilir. Bu, gözlerin kuruluğa tepki olarak fazla miktarda ama yetersiz kaliteye sahip gözyaşı üretmesinden kaynaklanır. Ayrıca, göz kapaklarınız ağırlaşmış gibi hissedebilir ve kontakt lens kullanıyorsanız lenslerinizi takarken rahatsızlık duyabilirsiniz.

Kapalı alanlardaki ısıtma sistemlerine dikkat!

Göz kuruluğu her mevsimde görülebilmektedir ancak bazı mevsimsel faktörler bu durumu tetikleyebilir. Örneğin yaz aylarında sıcak hava ve rüzgâr kuruluğa neden olabilirken, kış mevsiminde kuru ve soğuk havalar, özellikle de kapalı alanlarda kullanılan ısıtma sistemleri, havadaki nem oranını düşürerek gözlerin kurumasına yol açabilir. Ayrıca kış aylarında rüzgârlı havalarda dışarıda bulunmak da gözyaşı buharlaşmasını artırabilir.

Kış mevsiminde göz kuruluğu yaşayanlar, gözlerinde yanma, batma, kızarıklık ve yabancı cisim hissi gibi belirtilerle daha sık karşılaşabilir. Kapalı alanlarda nemlendirici cihazlar kullanmak, bol su tüketmek ve suni gözyaşı damlalarıyla gözleri nemlendirmek bu dönemde oldukça faydalıdır.

Gözyaşı miktarı ve kalitesi ölçülebiliyor

Göz kuruluğu teşhisinde genellikle bir göz doktorunun yaptığı detaylı muayene yeterli olmaktadır. Doktor öncelikle şikayetlerinizi dinler ve belirtilerinizi değerlendirir. Göz yüzeyinizde herhangi bir tahriş veya hasar olup olmadığını incelemek için özel boyalar kullanabilir. Bu boyalar, kuruluk nedeniyle göz yüzeyinde oluşmuş hasarları daha net görmeye yardımcı olur. Ayrıca gözyaşı miktarını ve kalitesini değerlendirmek için ‘Schirmer Testi’ gibi basit testler uygulanabilir. Bu testte, gözyaşı üretimini ölçmek için göz kapaklarınıza ince bir kâğıt şerit yerleştirilir. Daha detaylı bir inceleme gerekirse, gözyaşı filminin ne kadar hızlı buharlaştığını ölçen testler de yapılabilir. Bazı durumlarda, kuruluğun altta yatan bir sağlık sorunundan kaynaklanıp kaynaklanmadığını anlamak için başka tıbbi testler gerekebilir. Doktorunuzun yaptığı bu değerlendirmeler, doğru teşhis ve uygun tedavi planı için oldukça önemlidir.

Suni gözyaşı damlaları kullanılabilir

Göz kuruluğu genellikle tedavi edilebilen bir durumdur ve tedavisi altta yatan nedenlere göre şekillendirilmektedir. Hafif vakalarda, suni gözyaşı damlaları kullanmak oldukça etkili bir yöntemdir. Bunlar göz yüzeyini nemlendirerek kuruluk hissini azaltır. Aynı zamanda ekran başında uzun süre vakit geçiriyorsanız, sık sık göz kırpmayı hatırlamak ve 20-20-20 kuralını uygulamak (her 20 dakikada bir, 20 saniye boyunca 20 metre uzağa bakmak) da rahatlama sağlayabilir.

Omega-3 ve ceviz gözyaşı kalitesini iyileştirmede etkili oluyor

Daha ciddi vakalarda doktorlar, gözyaşı üretimini artırmaya yönelik ilaçlar reçete edebilir ya da gözyaşının gözde daha uzun süre kalmasını sağlamak için gözyaşı kanallarını kısmen kapatma (punctal tıkaç) yöntemi önerebilir. Omega-3 yağ asitlerinden zengin bir diyet, gözyaşı kalitesini iyileştirmede etkili olabilir ve göz sağlığını destekler. Bu nedenle balık, balık yağı takviyeleri, ceviz ve keten tohumu gibi besinleri tüketmeye özen gösterilmelidir. Eğer göz kuruluğu Sjogren sendromu, diyabet veya romatoid artrit gibi altta yatan bir hastalıktan kaynaklanıyorsa, bu hastalıkların tedavi edilmesi de göz kuruluğunun kontrol altına alınmasına yardımcı olur. Tedavi sürecinizde göz doktoruyla düzenli iletişimde olunması önemlidir.

Göz kuruluğu ihmal edilmemelidir

Göz kuruluğu tedavi edilmez veya ihmal edilirse, zamanla göz yüzeyinde daha ciddi sorunlar ortaya çıkabilir. Örneğin gözdeki kornea tabakası kuruluk nedeniyle zarar görebilir ve bu durum enfeksiyon riskini artırabilir. Ayrıca sürekli tahrişe bağlı olarak korneada küçük yaralar ya da ülserler oluşabilir. Bu yaralar tedavi edilmezse, görme kaybına kadar varabilecek ciddi komplikasyonlara yol açabilir.

Günlük yaşamı olumsuz etkileyebilir

Uzun süreli göz kuruluğu, aynı zamanda yaşam kalitesini de olumsuz etkileyebilmektedir. Gözlerde sürekli yanma, batma ve rahatsızlık hissi günlük aktiviteleri zorlaştırabilir. Bulanık görme ve ışığa hassasiyet gibi belirtiler nedeniyle okuma, bilgisayar kullanma veya araba sürme gibi işler güçleşebilir. Bu yüzden göz kuruluğu belirtilerini hafife almamak ve düzenli bir şekilde tedavi uygulamak hem göz sağlığınızı korumak hem de yaşam kalitenizi artırmak için önemlidir.

Bazı basit ama etkili alışkanlıklar edinilebilir

Göz kuruluğunu önlemek için günlük yaşamda bazı basit ama etkili alışkanlıklar edinilebilir. Öncelikle bol su içmek vücudu nemli tutar ve gözlerin kurumasını önlemeye yardımcı olur. Ayrıca gözleri korumak için kuru ve rüzgârlı havalarda güneş gözlüğü kullanılması ihmal edilmemelidir. Ev veya ofis ortamında ise nemlendirici cihazlar kullanarak havadaki nem oranını artırılabilir. Bu, özellikle kış aylarında ısıtma sistemlerinin havayı kuruttuğu durumlarda oldukça faydalıdır. Ekran başında uzun süre vakit geçiriliyorsa sık sık göz kırpılmalıdır. Eğer gözlerde kuruluk hissedilen anlar oluyorsa suni gözyaşı damlaları kullanmak da iyi bir önlem olacaktır. Bu basit adımlarla göz sağlığını korumak mümkün olabilir.

 

İstanbul Atlas Üniversitesi Tıp Fakültesi

Göz Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı

Doç. Dr. Hasan Kızıltoprak

İlginizi Çekebilecek Kayıtlar:

12 Aralık 2024

10 Aralık 2024